Hakan Korkmaz
Köşe Yazarı
Hakan Korkmaz
 

“Köylü Milletin Enayisidir”

‘KÖYLÜ MİLLETİN ENAYİSİDİR’ Merhaba Sevgili Çanakkaleliler. Bugünkü yazımın konusu köylülerimiz. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ‘Köylü Milletin Efendisidir’ diyeli 100 yıl olmadı ama gelinen noktada ‘köylü milletin enayisidir’ oldu. Hiç kimse kızmasın, darılmasın.  Bende köylüyüm! Ekmeğini taştan topraktan çıkartan ülkenin en büyük sanayi dişlisini döndüren köylülerimiz maalesef ki karınlarını bile doyuramaz oldular.  Evet yanlış duymadınız karınlarını bile doyuramaz oldular.  Tarımı pek çok kişi, tarlayı ekersin sonra hasada gidersin diye biliyor, düşünüyorsa çok yanılıyor.  O işler öyle olmuyor.  En basiti buğday ekmek için bile; tarlayı sürmek, kazayağı yapmak gübre dağıtmak, tohum saçmak üzerine iki kez tırmık yapmak, ya da bir tırmık bir silindir çekmek gerekir. Sonra yağmuru beklersiniz gübre atmaya gidersiniz. Sonra baharı beklersiniz haşere varsa ilaç atmaya gidersiniz. Yabani ot varsa yine ilaç atmaya gidersiniz… Bunların hepsini yapabilmek için mazot kullanırsınız. Traktör dediğiniz de öyle otomobil gibi kilometrede şu kadar yakıyor hesabıyla olmaz. Çok kişiyi biliyorum traktör deposunu (120 litre) sabah doldurup tarlaya gidip öğleden sonra yeniden doldurmaya geldiğini. Hele ki sebze meyve hesabına hiç girmeyeyim zararlı çıkarız. Domatesi yıllardır görüyorsunuz. Meşhur Umurbey şeftalisini de gördünüz… Kısaca özetlersem gelinen noktada çiftçimiz maalesef para kazanamıyor. Kazandığını sanıyor ama aslında elinde avucunda bir şey kalmıyor.  Hamster gibi sarmalın içinde koşup duruyor.  Ama bizim milletimiz öyle vefalı, öyle cesaretli ki ne olursa olsun ata mesleğimiz, başka ne yaparız ki deyip yine üretmeye devam ediyor.  Çünkü öyle öğretilmiş. Aman başını kaldırıp hesap sorma. Sana kredi açarız seneye hasatta ödersin modeli ile köleleştirilmiş.  Bunu yaparken ne mi oluyor? Her geçen gün tarım alanları bir çiftçinin elinden gidiyor.  Banka borçlarından icralardan kurtulamayan çiftçimizin ekmek tekneleri büyük sermaye şirketlerinin ellerine geçiyor. Bunun ne demek olduğunu bugün anlayamayanlar çok değil birkaç sene sonra net bir biçimde anlayacaksınız!.. Çiftçimize devlet desteği adı altında temsili ufacık ödemeler yapılıyor. Ağızlara birer parmak bal çalınıyor.  Hükümete sesleniyorum ‘Vermeyin üstadım vermeyin’ destek mestek vermeyin.  Aslında Çözüm basit.  Şunu yapın; Lüks yatlara verdiğiniz bedelden mazot verin, indirimli elektrik verin yeterli.  Ama kim uygulayacak? Çiftçinin kamburu çıktı, Çiftçinin her gün için anası ağlıyor kimse görmüyor! Siz bu kafada giderseniz bu işler olmaz üstadım olmaz.  Bir küserlerse o zaman şehirdeki tüketiciye saksıda domates, biber, buğday yetiştirin mi diyeceksiniz? Avrupa’daki çiftçilerin en ufak girdi maliyeti artışındaki ayaklanmalarını göstermiyorsunuz. Onu anladık.  Ama en azından bir yol gösterin.  Bir ışık tutun. Uzun lafın kısası gel zaman git zaman bizim köylümüz milletin efendisiyken, milletin enayisi oldu. Bunun hesabı ağır olacaktır.  Anlayana…
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2022 - Pazar

“Köylü Milletin Enayisidir”

‘KÖYLÜ MİLLETİN ENAYİSİDİR’

Merhaba Sevgili Çanakkaleliler.
Bugünkü yazımın konusu köylülerimiz.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ‘Köylü Milletin Efendisidir’ diyeli 100 yıl olmadı ama gelinen noktada ‘köylü milletin enayisidir’ oldu.
Hiç kimse kızmasın, darılmasın. 
Bende köylüyüm!
Ekmeğini taştan topraktan çıkartan ülkenin en büyük sanayi dişlisini döndüren köylülerimiz maalesef ki karınlarını bile doyuramaz oldular. 
Evet yanlış duymadınız karınlarını bile doyuramaz oldular. 
Tarımı pek çok kişi, tarlayı ekersin sonra hasada gidersin diye biliyor, düşünüyorsa çok yanılıyor. 
O işler öyle olmuyor. 
En basiti buğday ekmek için bile; tarlayı sürmek, kazayağı yapmak gübre dağıtmak, tohum saçmak üzerine iki kez tırmık yapmak, ya da bir tırmık bir silindir çekmek gerekir. Sonra yağmuru beklersiniz gübre atmaya gidersiniz. Sonra baharı beklersiniz haşere varsa ilaç atmaya gidersiniz. Yabani ot varsa yine ilaç atmaya gidersiniz… Bunların hepsini yapabilmek için mazot kullanırsınız. Traktör dediğiniz de öyle otomobil gibi kilometrede şu kadar yakıyor hesabıyla olmaz. Çok kişiyi biliyorum traktör deposunu (120 litre) sabah doldurup tarlaya gidip öğleden sonra yeniden doldurmaya geldiğini. Hele ki sebze meyve hesabına hiç girmeyeyim zararlı çıkarız. Domatesi yıllardır görüyorsunuz. Meşhur Umurbey şeftalisini de gördünüz…
Kısaca özetlersem gelinen noktada çiftçimiz maalesef para kazanamıyor. Kazandığını sanıyor ama aslında elinde avucunda bir şey kalmıyor. 
Hamster gibi sarmalın içinde koşup duruyor. 
Ama bizim milletimiz öyle vefalı, öyle cesaretli ki ne olursa olsun ata mesleğimiz, başka ne yaparız ki deyip yine üretmeye devam ediyor. 
Çünkü öyle öğretilmiş. Aman başını kaldırıp hesap sorma. Sana kredi açarız seneye hasatta ödersin modeli ile köleleştirilmiş. 
Bunu yaparken ne mi oluyor?
Her geçen gün tarım alanları bir çiftçinin elinden gidiyor. 
Banka borçlarından icralardan kurtulamayan çiftçimizin ekmek tekneleri büyük sermaye şirketlerinin ellerine geçiyor. Bunun ne demek olduğunu bugün anlayamayanlar çok değil birkaç sene sonra net bir biçimde anlayacaksınız!..
Çiftçimize devlet desteği adı altında temsili ufacık ödemeler yapılıyor. Ağızlara birer parmak bal çalınıyor. 
Hükümete sesleniyorum ‘Vermeyin üstadım vermeyin’ destek mestek vermeyin. 
Aslında Çözüm basit. 
Şunu yapın; Lüks yatlara verdiğiniz bedelden mazot verin, indirimli elektrik verin yeterli. 
Ama kim uygulayacak?
Çiftçinin kamburu çıktı, Çiftçinin her gün için anası ağlıyor kimse görmüyor!
Siz bu kafada giderseniz bu işler olmaz üstadım olmaz. 
Bir küserlerse o zaman şehirdeki tüketiciye saksıda domates, biber, buğday yetiştirin mi diyeceksiniz?
Avrupa’daki çiftçilerin en ufak girdi maliyeti artışındaki ayaklanmalarını göstermiyorsunuz. Onu anladık. 
Ama en azından bir yol gösterin. 
Bir ışık tutun.
Uzun lafın kısası gel zaman git zaman bizim köylümüz milletin efendisiyken, milletin enayisi oldu. Bunun hesabı ağır olacaktır. 
Anlayana…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve troyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ayhan Özden
(04.10.2022 11:25 - #156)
Hakancım herşeyi süper özetlemişsin kalemine yüreğine sağlık başarılar diliyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve troyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
sanalbasin.com üyesidir