Konforlu muhalefet TV’de yayımlanan ‘Güldür güldür’ isimli programında bir dkeç çok iilgi topladı.İzlemişsinizdir, izlemeyenler de muhakkak izlemeli diye düşünüyorum. Siyasi komedinin çok zor yapıldığı günümüzde, Güldür güldür ekibi, bu işi çok ince bir çizgide yürütüyor.  Konforlu muhalefet adlı skeç de, ana muhalefet partisinin, anketlerde birinci parti çıkması üzerine yaşadığı paniği konu alıyor. Sayın Kılıçdaroğlu olduğunu anladığımız parti liderinin “Ben muhalefete alıştım, bu saatten sonra ülke yönetemem ha” çıkışı taraflı tarafsız herkesin hak verdiği bir durum. Dış işleri bakanı olacak karakterin “İşin yoksa yabancı ülke liderlerini ağırla, ülkeler arasında köprü kur. Orta doğuyu düşünmek bile istemiyorum. Benim izleyecek dizilerim var” sözleri de yine kamuoyunda da herkesin hemfikir olduğu, mevcut muhalefetin  dış politikada etkin bir iyaset yürütme potansiyelinin olmayışının ekrana yansıması oldu.  Peki muhalefeti biraz üzen, endişeye sevk eden, hadi daha ileri giderek söyleyeyim, mevcut duruma ayna tutan bu skeç, iktidar cephesini güldürdü mü? Elbette hayır… Dediğim gibi Güldür Güldür ekibi, bu dengeyi çok güzel kuruyor. Özellikle ekonomi ilgili söylemler de iktidar cephesinin canını sıkıyor. Ama bence skecin iktidar açısından en can alıcı en çok üzerinde düşünülmesi gereken sözü, muhalefet partisi kurmayının “Başkanım biz kazanmıyoruz, onlar kaybediyor” cümlesi… Özellikle AK Parti Genel Merkezinin, skecin bu cümlesini alıp bütün teşkilata tekrar tekrar dinletmesi gerekiyor.  Muhalif medyanın etkili isimlerinden Fatih Portakal’ın herkesi kızdıran “Partiyi sırtlayan, götüren net bir şekilde Erdoğan”sözleri ne kadar da doğruyu yansıtıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın hem dış hem iç politikada birbiri ardına yaptığı hamlelere, teşkilatı gereken desteği veremiyor. Bu nedenle seçimlerde Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilse bile meclis aritmetiğinin değişeceği yine taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği bir gerçek.  Çanakkale siyaseti açısından da benzer bir durum söz konusu.  Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çanakkale’ye her gelişinde çantası dolu geliyor. Açılışlara katılıyor, yeni yatırımların müjdesini veriyor.  Milletvekili Jülide İskenderoğlu, her hafta sonu Çanakkale’ye gelip esnafları, pazarları, vatandaşları geziyor, programlara katılıyor.  Teşkilatlarda ise danışma tanışma meclisleri, teşkilat ziyaretleri…. AK Parti Çanakkale’de seçimi sadece kendi teşkilatları arasında geçirecek gibi görünüyor. MHP ile ilgili bir yorum yapamayacağım. Zira ne yazacağımı bulamadım.  Benzer bir durum muhalefet için de geçerli. CHP Siyaseti, Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek üzerine kurmuş durumda. İkinci vekil Özgür Ceylan’ı neredeyse Çanakkale’de görmek mümkün değil. Erkek de neye yetişsin? İl Başkanı, diğer teşkilatların da AK Parti’den aşağı kalır yanı yok.  Oysa mevcut durumda, muhalefetin yeri göğü inletiyor olması, gümbür gümbür sahada çalışması gerekliydi. Sadece Çanakkale’deki muhalefetin durumu bile, girişte bahsettiğim skecin haklılığını ortaya seriyor. Maalesef muhalefet, muhalefet kalmayı seçim başarısı olarak görüyor. Çünkü şu anda da 6’lı masa arasında ‘Kim ikinci parti olacak’ yarışı var.  2’nci olmaya aday diğer parti olan İYİ Partiyi Çanakkale’de pek göremiyoruz. Özellikle Çanakkale’de partiyi domine eden Rıdvan Uz’un yurt dışı görevleri, bu alanda bir açık bıraktı. Ancak bu açığı doldurmak, Çanakkale’de partinin bir numarası olmak isteyen pek kimse de yok gibi… Özet olarak;  Hem Çanakkale’de hem ülke genelinde; Muhalefet, “mevcut şartlarda iktidara gelmek ateşten gömlek. Hiç o topa girmeyelim” modunda. İktidar savaşı yerine ana muhalefet çekişmesini yürütüyor.  İktidar; Yaşanan onca olumsuzluğa rağmen, umut aşılamaya, heyecanı canlı tutmaya çalışıyor.  Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen her konuda birbiri ardına gelen iyileştirici düzenlemeleri ve muhalefetin de desteğiyle (!) Meclis aritmetiği değişse bile sonuç değişmeyecek gibi görünüyor.  Bu arada, meclis aritmetiği değişirse de bu muhalefet partilerinin değil vatandaşın başarısıdır.