Öncelikle herkesi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. 2022'nin geride bıraktığımız yılı aratmaması dileklerimle herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl diliyorum. Ben Hakan Korkmaz. Evli, bir çocuk babası kuşaklardır Çanakkaleli bir ailenin ferdiyim. Çanakkale'de iş ve siyaset camiasında pek çok kişi beni tanır. Tanımayanlar için kısaca kendimi tanıtarak başlamak isterim. Yüksek eğitimimi İki binli yılların başında Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Elektronik Programlama bölümünde tamamladım. Sonrasında Şehrime döndüm ve okuduğum bölümden çok uzak olan gazetecilik ile tanıştım. Kalem Gazetesi'nin en uzun soluklu çalışan magazin muhabirliğini üstlendim. Sonrasında İşte Çanakkale Gazetesini ve Çanakkale Aktüel Dergisini kurduk. Kentimiz için kaliteli ve nitelikli bir yayıncılık hayatımız olduğuna inandığım işi uzunca bir süre gazetenin ve derginin yönetiminde bulunarak yürüttüm. Sonrasında kentimiz için bu zamana kadar kurulmuş en büyük kapasiteli ve teknolojik üstünlükteki matbaayı ve koli imalatı yapan ambalaj tesisini kurdum. Ta ki, 2018 yılındaki döviz kurunun sert yükseliş gösterdiği günlere dek yaptığım tüm işleri başarıyla sürdürdüm. O tarihleri hatırlayanlar bilir ki; yıllardır stabil giden kur hareketleri bir anda agresifleşince, bizim gibi dövizle borçlanıp, uzun vadeli TL ile ürün satan pek çok işletme dayanamadı yıkıldı. Ben de o tarihlerde ticaretime son vermek zorunda kaldım ve ticaretten uzak durmaya çalıştım. Aradan geçen süreçte büyük ailemizin işletmesi olan tarım ve hayvancılıkta aileme destek olup, hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Allah'a şükürler olsun ki daha yiyecek lokmalarımız varmış. Troy Haber Gazetesi'nin kurucuları benim çok eski dostlarımdır. Uzunca bir süredir yazmam konusunda tekliflerde bulunsalar da ben hep ötelemiştim. Çünkü dilimin kemiği yok. En son söylenecek olanı hemen söyleyebilir, laf sokabilir,ağır eleştirilerde bulunabilir, onlara zarar veririm diye endişe ediyordum. Ama bir yandan da içim içimi kemiriyor, içimdekileri kusmak da istiyordum ki artık başlayalım dedim. Benim güncel siyaset ile hiç işim olmaz, pek takip de etmem. O buna şunu demiş, bu şunu yapmış umurumda değil. Siyaset bana göre de değil zaten. Ben yapılan yanlışlara hatalara eleştiride bulunup, güzel şeyleri de tebrik edip daha fazla kişiye olayları aktarabilmek adına yazılar yazacağım. Her zaman da yazamayabilirim şimdiden affınıza sığınıyorum. İlk değinmek istediğim konu geride bıraktığımız yılda neler oldu? Aslında o kadar çok şey oldu ki, hepsine ayrı ayrı değinsek kitap yazacak kadar sürer. 90lara, 2000'lerin başına gittiğimizde on yılda olabilecek olaylar bir seneye sıkışıverdi. Aslına bakarsak Dünyadaki değişimler bundan sonra daha da hızlanarak devam edecek! Bu sinyalleri iyi okuyup kentleri ve ülkeyi yönetenlerin ciddi hazırlıklar yapmaları gerekli. Basit bir örnek verecek olursam; son iki yılda gördük ki, enerji ve gıdaya bağımlı ülkelerin paraları nasıl pul oldu, halkları nasıl fakirleşti. parasının değeri yüksek olsa bile gıdaya ya da enerjiye ulaşmada paranın da hükmünün olmadığını geçen sene çok iyi gördük. Enerjide, gıdada, sanayi alanındaki kritik ham maddelerde ne kadar eliniz güçlüyse düdüğü öttürenin de siz olduğunuzu unutmamak lazım. Ülkemiz bu konuda ciddi zengin bir ülke ama bir o kadar da fakirdir. Enerji konusunda kimseye ihtiyacımızın olmayacağı bir coğrafyadayız ama en büyük gider kalemimiz enerji. Gıda'da biz çocukken tırlar, gemiler dolusu ihracat yapılırken; tırlar, gemiler dolusu ithal eden ülke olduk. Sanayi ham maddelerinde üretmeye gerek yok dışarıdan temin edersek daha uygun oluyor dedikleri ham maddeler şimdi ne kadar pahalı ve önemli oldu hep beraber gördük. Bu günleri düşünen olmadı! Geldiğimiz noktada yanlış yatırımlar ve politikalar nedeniyle en çok ihtiyacımız olan kalemlerde dışa bağımlıyız. Birileri çıkıp "devletin dış borcu yok" diyebilir ama sanayicinin var hemşehrim. Sanayicinin borcu dolaylı yoldan devletin borcudur bunu unutmamak lazım. İlk yazımı çok uzun tutmak istemiyorum bir sonraki yazım kısa süre sonra yayınlanacak şimdilik sevgiyle kalın.