Bunu nereden çıkardım? Geçtiğimiz gün başımıza gelen bir olay nedeniyle. Bizim çocuk, arkadaşlarıyla AVM’ye gitmek istedi. Ben de nasıl olsa otobüslerde temassız kartla ödeme yapılıyor diye düşünerek, kartımla birlikte gönderdim. (Sonrasında gelen her harcama bildirimi can acıtıcı olsa da) Otobüs yolculuğu için 25 TL ücret alınması garibime gitti. Çocuk dediğim 13 yaşında. Acaba benim bilmediğim bir zam daha mı geldi? Diye düşünüp baktım; Çanakkale Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünün açıklaması dışında bir güncelleme yok.. 13.07.2024 00:00 itibariyle zamlı tarife uygulanmaya başlanmıştır. Şehir içi Tam : 25 TL Şehir içi Öğrenci : 15 TL Kampüs İçi Taşıma Ücreti :3,5 TL Gidilen mesafe: 2 kilometre bile değil.. 1,9 kilometre.. 13 yaşında çocuk… 25 TL…. Otobüs şoförüne kızacaktım ki; dönüş bileti de aynı şekilde geldi.. 1,9 kilometrelik dönüş yolculuğu da 25 TL.. 2 kilometrelik yolculuk neden 25 TL diye sorasım var da, önce 13 yaşında çocuktan neden tam ücreti alındığını sormak istiyorum… 3 ihtimal var; ya kredi kartı sisteminde öğrenci yok ya yaz tatili diye öğrenci uygulaması yok ya kötü bir niyet var.. Kötü niyet var kısmını çok düşünmek istemiyorum. Kalan 2 ihtimalde de, öğrenciler için gizli bir zam yapılmış oluyor. Çanakkale gibi öğrenci şehrinde bu durum çok akla yatkın değil.   Hazır zam, fahiş fiyat demişken, hafta içi şahit olduğumuz bir olayı da anlatmak isterim. Ekonominin durumu malum. O kadar enteresan bir durum ortaya çıktı ki, fiyat algımız kayboldu. Bir şeyin ucuz mu yoksa pahalı mı olduğunu anlayamaz olduk. Bunun sebepleri var elbette. Ekonomi yönetiminden kaynaklanan  kısım bir yanda dursun, bir de ticari ahlak boyutu var. Suvla Şaraplarının kurucusunun yaşadığı durumu belki duymuşsunuzdur, duymayanlar için kısaca bahsedip yorum yapmadan bitireyim..   Gazeteci Vahap Munyar köşe yazısında, Suvla Şarapları’nın kurucusu Selim Zafer Ellialtı’nın başından geçen bir olayı anlatıyor. “Zafer Ellialtı ve eşi gittikleri restoranda kendi ürettikleri şaraplardan birini sipariş verdi. Yemeğin sonunda hesabı istedi. Hesap dökümüne baktı, kendi şaraplarının restorandaki fiyatını görünce şaşırdı: 3 bin 300 lira… İtiraz etmedi, hesabı ödedi. Ancak, kendi şarabına ödediği 3 bin 300 lira içine oturdu. Ertesi sabah pazarlama ekibine restoranın adını verdi: -Bakın bakalım “K………..” adlı şarabımızı o restorana kaç liraya vermişiz? Ekip çok geçmeden bilgiyi aktardı: - Sözünü ettiğiniz şarabı o restorana veriş fiyatımız 260 lira görünüyor. İç geçirdi, hayıflandı: - "Yüksek enflasyon fiyatlama davranışlarını çok bozdu. Onu anladık. Ancak, bir şişe şaraba alış maliyetinin üzerine 11-12 kat eklemek dünyanın hiçbir yerinde görülmüş şey değil…”